Polonyalıların dörtte üçü, oylama haftasonunda kampanya yapılmasını yasaklayan "seçim sessizliği" yasasının korunmasını istiyor

Polonya'da halkın büyük çoğunluğu, seçim hafta sonlarında adaylara destek açıklamayı ve hatta kamuoyu yoklaması yayınlamayı yasaklayan yasanın yürürlükte kalmasını istiyor.

Geçtiğimiz hafta sonu Polonyalılar cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda oy kullanırken, aralarında bir adalet bakan yardımcısının da bulunduğu bazı üst düzey isimler sözde "seçim sessizliği"ni ihlal etti. Hatta bazı eleştirmenler, Başbakan Donald Tusk'ın bile seçim kampanyası yasağını görmezden geldiğini ileri sürdü.

SW Research'ün Rzeczpospolita adlı önde gelen günlük gazete için yaptığı yeni bir anket, Polonyalıların %76,2'sinin seçim sessizliğinin sürdürülmesinden yana olduğunu ortaya koydu. Sadece yüzde 12,8'i iptal edilmesini isterken, yüzde 11,1'i ise bu konuda bir fikre sahip değil.

www.rp.pl/spoleczenstw…

[resim veya göm]

— eembes.bsky.social ( @eembes.bsky.social ) 18 Mayıs 2025 11:00

Seçim sessizliği, oylama gününden önceki tüm günü ve sandıkların kapanmasına kadar geçen süreyi kapsar. Pratikte bu, cumartesi gününün tamamı ve pazar günü saat 21:00'a kadar olan süre anlamına geliyor.

Bu yıl cumartesi sabahı saat 6'da seçim sessizliğini bozan, Adalet Bakan Yardımcısı Arkadiusz Myrcha'nın, merkezci Civic Platform (PO) partisinin adayı Rafał Trzaskowski lehine sosyal medya platformu X'te bir grafik yayınlaması oldu.

Myrcha, paylaşımı hemen sildi ve özür dileyen bir açıklama yaparak, bunun "grafiklerin yüklenmesinde bir hata nedeniyle" gerçekleştiğini söyledi.

Ancak Myrcha'nın eylemleri Ulusal Seçim Komisyonu (PKW) Başkanı Sylwester Marciniak tarafından kınandı ve "böyle bir davranışın kabul edilemez" olduğu belirtildi.

Marciniak, "Kamu görevinde bulunanlar örnek olmalı" dedi ve ihlalin doğrulanması halinde Myrcha'nın hesap vermesini istedi.

Bu arada Cumartesi sabahı bir diğer PO milletvekili Piotr Głowski de X'te yaptığı bir paylaşımla seçim sessizliğini bozdu. O da teknik bir hata olduğunu ileri sürerek paylaşımını sildi.

Belki de en tartışmalı olanı, PO lideri Başbakan Donald Tusk'ın cumartesi akşamı sosyal medyada yaptığı ve birçok eleştirmenin seçim sessizliğini ihlal ettiğini söylediği bir paylaşımdı.

Tusk, "Kardeşine faizle borç vermenin" yasak olduğunu belirten İncil alıntısının gösterildiği bir resmin yanında, " Tesniye Kitabı 23:20-21'den Pazar günü için bir kelime" yazdı.

Tusk, bunu muhalefetin cumhurbaşkanı adayı Karol Nawrocki'ye ait ikinci daireyle ilgili bir skandala atıf olarak yorumladı. Davada ortaya çıkan detaylar arasında Nawrocki'nin apartmanda yaşayan yaşlı ve engelli kişiye yüksek faizle borç verdiği de yer alıyor.

PiS Milletvekili ve eski hükümet bakanı Janusz Cieszyński, Tusk'u seçim sessizliği sırasında "seçimlerden bir gün önce propaganda yayınlamakla " eleştirdi. " Adam açıkça istediğini yapabileceğini düşünüyor . "​​

Seçim sessizliği sırasında, oylamada yer alan herhangi bir aday veya parti adına her türlü ajitasyon yapılması yasaktır. Söz konusu yasak, toplumun normal üyeleri için geçerli olup, internet üzerinden yapılan faaliyetleri de kapsamaktadır. Bu yasağın ihlali para cezasıyla sonuçlanabilir.

Ayrıca bu dönemde kamuoyu yoklamalarının sonuçlarının yayımlanması da yasaktır. Bu tür faaliyetlere yarım milyondan 1 milyon zlotiye kadar mümkün olan en yüksek para cezaları uygulanıyor.

Bu yasağı aşmak için bazı sosyal medya kullanıcıları, her adayın ismini bir yiyecek türüyle değiştiren ve anket rakamlarını bir fiyat olarak sunan kodlanmış bir dil kullanarak çıkış anketlerinden sızan görüntüleri yayınlıyor. Uygulamaya Lehçede bazarek deniyor ve bu da "küçük pazar" anlamına geliyor.

Bu hafta pazartesi günü, yani seçimin ertesi günü, emniyet müdürlüğü seçim sessizliğini ihlal eden 327 vaka tespit ettiklerini duyurdu. Bunlar arasında adayların posterlerinin kaldırılması veya tahrif edilmesi, internetteki siyasi ajitasyon ve bir adamın bir adayı desteklemek için bayrak salladığına dair bir rapor yer alıyor.

Ana görsel kaynak: Jakub Wlodek / Agencja Wyborcza.pl